2017 yılında “Perakendenin Geleceği” adlı akademik makaleyi yazan Dhruy Grewal, Anne L. Roggeveen ve Jens Nordflält perakendeyi ileriye götürecek beş alana dikkat çektiler. Bunlar;
- Karar vermeyi kolaylaştıran teknoloji ve araçlar,
- Görsel teşhir ve ürün teklifleri,
- Tüketim ve katılım
- Büyük veri toplama ve kullanma
- Analitik ve kârlılık
Üzerinden iki sene geçti ve bu beş alan gelişen tüketici davranışları ve teknolojik gelişmeler nedeniyle hızlı bir şekilde ilerlemeye devam ediyor. Geldiğimiz noktada perakendede neler hayatımızı etkiliyor/etkileyecek hatırlayalım;
- Siber güvenlik ve gizlilik
- Müşteri sadakati
- Veri ve analitik
- Çok kanallı (omnichannel) iyileştirmeler
- Bilişsel hesaplama
- Akıllı beaconlar
- Ödeme yöntemleri
- Çevrimiçi ve mağaza içi entegrasyon
- Ses
- Kişiselleştirme ve yapay zeka
- Çevrimiçi ve mağaza içi entegrasyon
- Akıllı aynalar
- Sosyal medya
- Sohbet robotları (chatbots)
- Qr kodları
- Arttırılmış gerçeklik
- Kendi ambalajını kendin getir (bring your own packaging - byop)
- Veri şeffaflığı
- Blockchain
- Pop-up mağazaları
- Lojistik
Büyük veri, yapay zeka ve kişiselleştirme ise tüketici davranışlarını bireysel olarak tanımlayabildiği için bugün ve yarın perakendeciliği çok derinden etkileyecek. Bu noktada tedarikci, üretici ve satış noktasının farklı bakış açıları ile strateji geliştirmesi gerekiyor. Özellikle markalar müşteri deneyimini takip edecek şekilde yapay zekayı kullanarak kişiselleştirme yapmak zorundalar. Tüketicilerin alışveriş motivasyonları ve davranışları oldukça talepkar bir noktaya geldi. Şu an için markalar, tüketicilerin taleplerini karşılamak için inanılmaz çaba harcıyorlar. Karşılığında ise, neredeyse hiçbir şey almıyorlar. Tüketici verisini alabilir hale geldikleri zaman verdiklerinin karşılığını almaya başlayacaklar.
Bugün kişiselleştirme Amazon ve Netflix ile farklı bir boyut kazandı. Bu noktada bütün markalar bu tür kişiselleştirmeye ulaşmanın yollarını arıyorlar. Özellikle FMCG sektöründe farklı kanallardan müşteriye ulaşan markalar hem tüketicilerini tanımak hem satış kanallarının etkinliğini daha iyi anlamak için dijital dönüşüm sayesinde yapay zekayı kullanacaklar.
Özellikle ürün sunumu için kullanılan dolaplar, kasalar ya da kiralanan adalar veri toplayacak ve bu veriyi kişiselleştirecek şekilde tasarlanıyor. Bu sayede hem tüketicinin hem müşterinin davranışları analiz edilebilecek. O zaman bu cihazların koruma ve sergileme özelliklerinin yanında veri toplama özelliği de olacağına göre bunların konumlandırılması için yapılan anlaşmaların şekli de değişecek.
Eskiden ticari pazarlama faaliyeti olarak marka görünürlüğü ve bilinirliği için yapılan savaş artık tüketici verisini toplamak ve analiz etmek için yapılacak. Bu işten ise, sürdürülebilirlik sıkıntısı çeken perakende satış noktaları bir süre için avantajlı çıkacaklar. Çünkü, her zaman “kazan-kazan” ilişkisi yaratan markalar ve anlık kazanç sağlamayı düşünenler ise satış noktaları oluyor. Bu süreçte işe uyanan satış noktaları veriyi bir şekilde satmak için daha fazla kazanç sağlamayı isteyecektir…